ARTIK HEPİMİZLE…

ARTIK HEPİMİZLE…

Dursun Akçam’ı sonsuzluğa uğurladığımız o günlerde onun gibi bir babayı yitirmiş olmanın verdiği duygu ağırlığı, aynı zamanda büyük bir sorumluluk da içeriyordu. Kötü bir haberi paylaşmanın ötesinde, adını ve anısını yaşatacak sembol söylemler de paylaşmalıydım yakınlarıyla, sevenleriyle. “ARTIK HEPİMİZLE” demiştim ilk kaleme aldığım yazıda…

Kafdağı’nın ardından çarıklarıyla gelmiş, bir ömür haksızlıklara karşı mücadele etmiş, kendisini yurduna, insanlığa ve mazlumların varoluş davasına adamış bir mücadele insanı, büyük ufuklar açtıktan, adını ansiklopedilere kadar geçirdikten sonra Karşıyaka’da, anasının ve çok sevdiği küçük kardeşinin arasındaki bir yerde yalınayak, birkaç metre bezin içinde toprağa girmişti. Nasıl ARTIK HEPİMİZLE olacaktı?

O gün, onu toprağa verirken sözü verilmiş DURSUN AKÇAM ORMANI gerçekleştirildikten sonra DURSUN AKÇAM KÜLTÜR ve SANAT VAKFI kurulmuş, Ardahan’ın en merkezi yerinde, onun bir ömür alın teriyle, sığınmacı yaşamıyla, kitaplarıyla, Almanya’da gittiği okuma toplantılarıyla kuruş kuruş biriktirdikleri, çocukları tarafından ev veya otomobil yenileme için paylaşılmamış, DURSUN AKÇAM KÜLTÜREVİ yapımı için kullanılmıştı. 

Dursun Akçam’ı toprağa verdiğimiz günden başlayarak bu işlerin sorumluluğu çoğunlukla benim omuzlarıma düştü. Annem Perihan Akçam’ın ve kardeşlerimin izniyle, vakıf ve Dursun Akçam etkinlikleri yürütme işini çoğunlukla ben yürüttüm. Vakıf’ta dört mütevelli heyet üyesi olarak biz dört kardeş vardık. 

Geçen on dokuz yıl boyunca bu işi hakkıyla yürütmeye çalıştım. Dursun Akçam 2003 yılının 1 Temmuz günü Ardahan’dan ayrılırken kırgındı, dargındı, “Oğlum ben bir daha bu memlekete gelmem” demişti bana. Şimdi onun adını, Kültürevi’ni Ardahan’da bilmeyen yok… Kitaplarıyla, ondan geride kalanlarla, onun adına yapılan etkinliklerde sanki yeniden yaşama geldi. O bir toplum insanıydı zaten; kendisi olmadan da onun o niteliği kendi toplumundaki yerini aldı… Ancak, bu işin geleceği de düşünülmeliydi. Toplum insanı, ondan eşine kalmış bir emekli maaşı, bir oğul ve Ardahan’da onun yanında yer alarak büyük bir erdemlilik göstermiş bir avuç insan dışında birilerinin de gönüllü desteği, çabası ile yaşamalıydı. Dursun Akçam Kültürevi ve Kültür Sanat Vakfı, gerçekten de herkese ait olmalıydı. 

Geçen yıl başında annemin ve kardeşlerimin onayını aldıktan sonra Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı’nın senet düzenlemesi ve Vakfa dışarıdan yeni üyeler alınabilmesi, yapılan işin daha kolektif bir nitelikte sürdürülebilmesi ve Kültürevi’nin, Vakfın Ardahan’ın ve Türkiye’nin geleceğine armağan edilebilmesi, toplum tarafından daha da çok benimsenebilmesi için bir hukuk süreci başlattım. 2022 Mart ayı içinde başlattığım bu süreci hukuk mekanizmasındaki bazı aksaklıklar nedeniyle ancak dün, 13 Aralık 2022 tarihinde yaşama geçirebildik. Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, istediğimiz değişikliği onayladı ve isteğimiz yasal bir nitelik kazandı. Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı, dört Dursun Akçam çocuğu dışında üye alabilecek, çeşitli organlarında görevlendirebilecek. Daha önce Yönetim ve Denetim kurullarında birer Mütevelli Heyet dışı üye bulundurabiliyorduk, bu kez Mütevelli Heyet üye değişikliği de mümkün olabilecek.

Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı’ndaki bu değişimi önceden haber verdiğimiz birçok dostun bu güzel imeceye katılacağını, köyü Ölçek’ten okumak için çarıklı ayaklar ve yamalıklı üst başla üç kez gidip “dilenci” sanılarak kovalandığı 23 Şubat İlkokulu’nu bitirdikten sonra gittiği Cılavuz Köy Enstitüsü, Gazi Eğitim Enstitüsü gibi okulları da tamamlayıp Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) yöneticiliğinden ödüller kazanmış bir yazarlığa, mücadeleci bir gazeteciliğe kadar farklı boyutlara uzanmış, ansiklopedilere geçmiş, Hamburg’da bir kıyıya adını verdirmiş bir yaşamın, başka insanlara da bir mücadele, bir değişim ve yenileşme ışığı olabilmesi için gönüllü olarak çabada yer alacağını biliyorum. Mücadele azmi, karşılık beklemeden iyilikler, güzellikler, adalet ve özgürlük için harcanacak emek, gösterilecek ortak çaba katılanları da çoğaltacak, katılanlara da çok şey katacak…

Dün akşam Ardahan’da ilk toplantımızı yaptık. Toplantıya katılanların tamamı, üst sınırı açık olmak üzere en az 100 TL aylık ödenti ile Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı’na üye olmak istediklerini beyan ederek adlarını ve iletişim bilgilerini bir kâğıda yazdılar. Ardahan’da toplum önderleri, adı bilinen güzel insanlardı katılanlar. Ulaşamadıklarımız da bağışlasın bizi. Kapılar açık; herkesi bekliyoruz. Gerekçeli karar sonrası itiraz süresi ve arkasından ilk mütevelli heyet toplantısı için en az iki aylık süremiz olacak. Bu arada İstanbul’da da toplantı yapacağız. Dursun Akçam’ın örnek yaşamı doğrultusunda, hiçbir siyasi partinin arka bahçesi gibi olmayacak bir çizgide imeceyi yayacağız. Şimdiden Manisa’dan Ayvalık’a, İzmir’e birçok gönüllü katılımcı olduğunu biliyorum. Farklı şehirlerde temsilcilikler açma olanağımız da var…

Dursun Akçam’ı sonsuzluğa uğurladığımız o gün aklıma geliveren o güzel deyiş, şimdi kendi anlam gerçeğine daha çok yakışacak… ARTIK HEPİMİZLE…

Bilgi almak, üye olarak katılmak isteyenlere kapımız hep açık olacak. Böyle işlerde küskünlük, dargınlık olmaz…

Gününüz aydın olsun değerli dostlar…

14 Aralık 2022, Alper Akçam

ARA

YARDIM VE DESTEK İÇİN

DURSUN AKÇAM KÜLTÜR SANAT VAKFI VE KÜLTÜREVİ

DURSUN AKÇAM ORMANI

HAMBURG'DA DURSUN AKÇAM KIYISI

ARDAHAN'IN ÖLÇEK KÖYÜ TARİHİ

YAPITLARI