13. DURSUN AKÇAM KÜLTÜR VE SANAT GÜNLERİ (30 HAZİRAN/ 1-2 TEMMUZ 2017)
13. DURSUN AKÇAM KÜLTÜR VE SANAT GÜNLERİ TAMAMLANDI
Ardahan’da Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 13 yıldır sürdürülmekte olan Kültür ve Sanat Günleri 30 Haziran Cuma günü başladı.
Kars Havaalanında Ankara, İstanbul ve İzmir’den gelen bilim insanları ve sanatçıların karşılanmasıyla etkinliğin ilk adımı gerçekleştirildi. Ankara’dan ayrı bir araçla gelen Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Ankara Şubesi üyeleri ve dostlarının da katılımıyla kafile Ardahan’a doğru yola çıktı.
Ardahan yakınlarındaki Dursun Akçam Ormanı’nda tulumcu Fırfır ve oğlunun çaldıkları davul zurna eşliğinde Ardahanlılar tarafından karşılanan konuklar ve katılımcılar bu alanda, diz boyu yeşilliğin, renk renk çiçeklerin içinde yöresel oyunlar oynadılar.
Daha sonra Ardahan’a,
Dursun Akçam Kültürevi’ne geçildi.
Burada konuklara feselli, bişi, lokum, kete
gibi yörenin geleneksel yiyecekleri sunuldu.
Dursun Akçam Kültür ve
Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Alper Akçam yaptığı açılış konuşmasında,
Güneybatı Kafkasya, ya da Kuzeydoğu Anadolu olarak adlandırılan bu yörenin
dünyanın en zengin kır çiçeği örtüsüne sahip, yeryüzünün en uzun diliyle doğa
tarafından donatılmış Kafkas Arısı’nın vatanı olduğu kadar, aynı zamanda çok
zengin bir sözlü kültür ve oyun zenginliğini de yaşattığını, bu gerçekliğe
vurgu yapabilmek ve konuşu tartışmaya açabilmek için de bu yıl etkinliğe konu
başlığı olarak “Sözlü Kültürün Yaşamamızdaki Yeri” konusunu seçtiklerini
söyledi.
Yörede üretilen dünyanın en
değerli özelliklerini taşıyan sütün, balın ve peynirin ne yazık ki yeterince
tanınmadığını ve üretici örgütsüzlüğü nedeniyle yöre halkının aracılar
tarafından sömürüldüğünü, sıkıntılar çektiğini bildiren Akçam, Omega 3
bakımından çok zengin, kansere karşı koruyucu çeşitli alkoloidler taşıyan sütün
litresinin köylü tarafından 90 kuruşa tüccara verilmek zorunda kalındığını,
aynı paraya bir litre sağlıksızlık kaynağı kola ya da pet şişe içinde su
alınamadığını vurguladı. Dünyanın en
güzel, en lezzetli ve en sağlıklı sütünün, balının, peynirinin
değerlenebilmesi, yöredeki üreticinin ve yaşamın önünün açılabilmesi için
üreticinin bir an önce kooperatif ve birliklerde örgütlenmesi, kamu ve devlet
güzleri tarafından bu yaraya ivedilikle parmak basılması, zengin kültürün
korunması için de kültür ve sanat etkinliklerinin yapılması, üreticiye ve
farklı düşüncelere söz hakkı verilmesi gerektiğini söyledi.
Dursun Akçam Kültürevi’nin
bölgede her kesin söz hakkının bulunduğu, hoşgörünün, barışın ve kardeşliğin önde
tutulduğunu, böyle bir mekân olarak yaşamını sürdürebilmesi için popüler ve
egemen bakış açısının tuhaf karşıladığı, zaman zaman karşı çıktığı, çıkar ve
siyasi iktidar hedefleri olmayan bir avuç insan olarak ellerinden geleni
yaptıklarını sözlerine ekledi… Gelen konukları salonu dolduran Ardahanlılara
tanıttı… Etkinliği özverili bir çabayla izleyen, ulusal ölçüde duyurusunu yapan
Ardahanlı basın mensuplarına teşekkür etti.
Etkinliği kutlayan ve
ülkenin çeşitli yerlerinden gelen çok sayıda iletiden bir kısmının arada
okunmasından sonra Ardahan Dernekler Federasyonu Başkanı Fakir Yılmaz, Damal ve
Hanak Belediye Başkanları birer konuşma yaptılar.
Ardahanlı konuşmacı,
etkinliğe İstanbul’dan katılan Nuray Demirel Söğüt, salondaki dinleyiciler
tarafından zaman zaman kahkahalarla kesilen konuşmasında yöre kültüründe kuşak
farklılıklarının oluşturduğu kimi aksan ve anlayış farklılıklarını dile
getiren, anılardan oluşmuş bir konuşma yaptı.
Ardahanlı sinemacı Reis
Çelik, Dursun Akçam Kültürevi’nde özveriyle çalışmasını sürdüren bir avuç
insanı akan sulara, geçen yıllara karşın rengini ve direncini yitirmeyen bir
dere içindeki taşlara benzetti. Yörede yaptığı film çekimlerinde sözlü
kültürden yararlanmaya çalıştığını, İnat Hikâyeleri adlı ödüllü yapıtını bu kültürün
gücü üzerine kurduğunu söyledi.
İlk günün son konuşmacısı
olan Prof. Dr. Oğuz Makal, İstanbul Üniversitesi’nin kuruluş yıllarını, Nazi
Almanyasından kaçan çok değerli öğretim üyelerine Cumhuriyet yöneticilerinin
sağladığı olanakları anlattı. Daha sonra bu öğretim üyelerinden Alfred
Heilbronn tarafından kurulan, İstanbul Üniversite yerleşkesi içinde yer alan ve
hemen hiç kimsenin varlığını bilmediği Botanik Bahçesi’ni konu alan, Oğuz Makal
tarafından yapımı gerçekleştirilmiş bir belgesel izlendi.
01 Temmuz 2017 Cumartesi
günü, etkinliğin ilk ayağı Edebiyatımızda Sözlü Kültürün Yeri oldu.
Mahmut Temizyürek, Mazlum
Vesek ve Alper Akçam’ın konuşmacı oldukları oturumda Mahmut Temizyürek
Binboğalar Efsanesi adlı yapıtından örneklemeler yaparak Yaşar Kemal’in
yaşamında ve yazınında sözlü kültürün yerini işaretleyen bir konuşma yaptı.
Mazlum Vesek, konuşmasını
Yaşar Kemal, Orhan Kemal ve Dursun Akçam kitaplarında sözlü kültürden edebiyat
alanına aktarılmış örneklerle örmüştü.
Alper Akçam, insanlık
tarihinde yazılı ve sözlü kültürün birbiriyle ilişkisini, Batı ve Doğu
kültürleri arasındaki ilişkileri, günümüz Türk edebiyatında sözlü kültürün
gücünü vurgulayan bir konuşma yaptı. Köy Enstitülü edebiyatçılarda sözlü halk
kültüründen örneklerle konuşmasını tamamladı.
Günün ikinci etkinliği,
Dursun Akçam ormanında fidan dikimi ve kır şenliği oldu. Fırfır ve oğlu
Tarık’ın çaldığı davul zurna eşliğinde konuklar ve katılımcılar çeşitle halk
oyunları oynadılar. Dursun Akçam ormanına temsili fidan dikimi yapıldı.
Günün son etkinliği tiyatro
oldu. Alper Akçam’ın yörede anlatılan ve fıkralaştırılmış bir olaydan hareketle
yazdığı Hey Atlılar Atlılar adlı oyunu Ardahan Bi’Nefes Tiyatro topluluğu
sahneledi.
Dursun Akçam Kültür ve
Sanat Günleri’nin 2 Temmuz Pazar sabahı etkinliği aralarında CHP Genel Başkan
Yardımcısı, Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz’ın da bulunduğu, ülkenin çeşitli
yerlerinden gelen çok sayıda kutlama iletisinin okunması ve 24 yıl önce
yaşanmış Sivas kırımının anılması ile başlandı.
Dursun Akçam Kültür ve Sanat
Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Alper Akçam yaptığı konuşmada Sivas’ta aydınlara
karşı girişilen katliam ve kırımın, sınıf arkadaşı şair Behçet Aysan’ın
aralarında olduğu sanat insanlarının diri diri yakılmasının, dumanlarda
boğulmasının emperyalizmin yüzlerce yıldır Şark üzerinde oynadığı oyunların bir
parçası olduğunu söyledi… Bu güzel ülkede, ayağını ülke toprağına basan,
halkını ve yurdunu seven aydınların ömrü cehaletin vahşetine tahammül etmeyi
öğrenmekle geçiyor dedi…
Günün ilk oturumunda söz
alan Ümit Kaftancıoğlu’nun gelini ve CHP Parti Meclisi üyesi Canan Kaftancıoğlu
da Sivas’ta 24 yıl önce yaşanmış acı olaylara değinerek başladığı konuşmasını
parti başkanı Kılıçdaroğlu önderliğinde yapılmakta olan Adalet Yürüyüşü’nde
yaşanan olayları aktararak tamamladı.
Oturumun ikinci
konuşmacısı, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Firdevs
Gümüşoğlu İş Bankası Yayınları tarafından II. Baskısı yapılan Cılavuz Köy
Enstitüsü kitabının yazılış hikâyesini aktardı. Cılavuz Köy Enstitüsü’nün
yöredeki, Köy Enstitülerinin ülke genelindeki değişim gücüne, günümüze kadar
uzanan etkilerine değindi.
Günün ikinci oturumunda
etkinliğe konuk olarak katılan, Ardahan ve Kars tarihi üzerine çalışmaları
bulunan Doç. Dr. Candan Badem, Kura Çözüldü seri romanların yazarı olan Kenan
Karabağ ve Ardahan Üniversitesi araştırma görevlisi Bünyamin Tetik birer
konuşma yaptılar.
Candan Badem, Ardahan ve
Kars bölgesinde 93 harbi olarak anılan 1878 savaşı sonrasındaki Rus işgali
döneminde yaşanan olaylarla ilgili bilgiler verdi. Kenan Karabağ, Ardahan’da
20. Yüzyıl başında yaşanmış karanlık ve kanlı olayları özetleyen bir konuşma
yaptı.
Bünyamin Tetik’in konuşması
sözlü ve yazılı kültürün iç içe geçtiği şiir ve sosyal medyanın günümüz
yaşantısına yansıması üzerine kurulmuştu.
Günün ikinci etkinliği
Ardahan dışından gelmiş konuklarla Ardahanlı katılımcıların birlikte yaptıkları
Çıldır gezisi oldu. Dönüş yolunda araçlardan inilerek doğa yürüyüşü yapıldı,
bölgenin önemli endemik bitkisi kmi konuklara tanıtıldı.
2 Temmuz Pazar gününün ve
13. Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri’nin son etkinliği Barış Kocaoğlu’nun
iki saate yakın süre sahnede kaldığı müzik dinletisi oldu. Barış Kocaoğlu’na
Bi’Nefes Tiyatro Topluluğu üyesi Ardahanlı Ömer de gitarıyla eşlik etti. Dinleti
başında Ardahan Üniversitesi öğrencisi Zehra Cankan’ın da aralarında bulunduğu
gençler ve konuklar çeşitli şiirler okudular. Ayrıca gelen konuklar arasında
bulunan Savaştepe öğretmen okulu çıkışlı Ali Alp Metin mandoliniyle kısa bir
konser sundu.
13. Dursun Akçam Kültür ve
Sanat günlerinin son adımı Vakıf başkanı Alper Akçam’ın konuklara,
katılımcılara, Vakıf çalışmalarında emeği geçen Ardahanlılara teşekkür
konuşması oldu. Alper Akçam, Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri’nin bitiminde
nokta işareti kullanmıyoruz; virgüller ve noktalı virgüllerle yolumuza devam
edeceğiz, 14., 15., 16. Kültür sanat günlerinde yine birlikte olacağız dedi..…