Ardahan Öyküleri/Yılmaz Yalçıner
Ardahan Öyküleri/Yılmaz Yalçıner
Bugün açık oturum vardı. Dursun Akçam vakfında konuşmacıları dinledim. Dört sunum ile eleştiri veya değerlendirme yapıldı.
Değişik ve özgün yaklaşımlar fikir adamlarının sanat anlayışıdır.
Ben de kendi görüşümü Dursun Akçam ve "Kaf Dağının Ardı" adlı eseri ile yapmak isterim. Dursun Akçam'ı senelerdir merak ederim, araştırırım.
Dursun Akçam ve eserleri ilkinleyin, Ardahan EMPRESYONİZM'idir.
Andre Gide'in Paris ve Sen Nehrine dediği neyse; onunla bağdaştırırım.
"Empresyonist ressamlardan evvela biz Paris'i ve Sen Nehrini göremiyorduk. Görmüyorduk."
İnsan, mekanı, uzayı kavramlarla görürmüş, böyle diyorlar.
Hani o meşhur meseldir: Algısız kavram; kavramsız algı kör gibidir.
Dursun Akçam'ın Kavramsallaştırılmış edebiyat satırları benim kavramım oldu ve ben Ardahan'ı o vakıt algılamaya başladım. Görmeğe başladım.
Dursun Akçam'dan önce bu EMPRESYONİZM'İ kendi namıma sistematik olarak diğer yazarlardan istifade edemedim.
Ardahan'ı onun fırçasından sonra cesaretle görmeğe başladım.
Bir yazar için daha ne olabilir ki mutluluk verici!
Ve Ardahan resim edilmemişti. Resimleri yapılmıştı ama nerdeydiler?
Sanat'ın altın aynasına Ardahan poz vermemişti.
Diğer sanat dallarının eksikleriyle Ardahan kültürel vizyona Dursun Akçam'la erişmiştir.
Ardahan vizyonları Andre Gide'in dediği gibi onun eserleriyle gerçekleşti.
Ardahan sanat imgelerini gençler, sanatçılar, okuyucular algılamağa, algılatmağa başladılar.
Kültürel bir seviyeye akşamdan sabaha gelinmiyor. Zihinbilim bunun çok zor olduğunu söyler. Zihnin inşaası gıdım, gıdım gelişen safhaymış. Ve zihinler eğitilmeden uygarlık çabalarının neticesiz kalışlarına da taaccüp etmemeliymişiz.
Zihinde başlar; zihinde bitermiş herşey!
Herhangi bir yerde olağanüstü anlatılar dinlemişimdir. Eşşedibillah bu doğrudur. Ya bunu aktarmak! Yazmak'a ne buyrulur?
Yazmasak n'lur? Şifahi topluma devam ederiz. Tahriri, onunla evrensel edebiyat'a başa çıkabilir ve yaşar oluruz.
Dursun Akçam aktarmanın ilk prototip güçlüğünü Ardahan Edebiyatı namına yapmıştır. Başarıyla yapmıştır.
Ayrıca Köy Romanında diğer murakıplarından öndedir.
Kaf Dağının Ardı'nda ile Türkiye yazarları arasında onda gördüğüm ama diğerlerinde görmediğim Hermeneutik vargıları dercetmek isterim.
Hermeneutizm'e geçmeden Dursun Akçam'ın eserini gerçekçi bulanlara itirazımı söylemem lazım.
Bir şahsın başından geçen gerçekçi bir roman değildir: Kaf Dağının Ardı...
Ayrıca Sosyal Gerçekçilik kapsamına almak Kaf Dağını, çok zorlama olur.
Büyük sanatçılara hep yapılagelen bir yanlışlık Dursun Akçam'a da yapılmış olur.
Büyük eserleri en iyi kritize etmenin yolu; çağdaş ölçütlerdir ki onlarda ehven-i şerdir. Kafiyet sağlamaz. Yeterlilik biçemez!
Güncellemek, büyük eserleri eleştirirken yenilemek ve geliştirmek gerekir.
Bu ise disiplinlerarası ve çok disiplinler; okumak, bilmek, uygulamak demektir.
Dursun Akçam Kaf Dağında... kendi sembolü üzerinden yoksul diğer bahtsız çocukların alayını başarıyla imliyor. Bu büyük sanatçılarda olan meziyettir: TİPOLOJİ kurmak.
Açık oturumda bu ayırda varanı; inan Allah'a görmedim.
Kaf Dağında tipolojinin soyutlama estetiği o denli harikadır ki okuyucu gerçekle KURMACA'yı ayıramıyor.
Sanat bu değil miydi?
Sanatçının aradığı bu değil midir?
Kurmaca hakimiyeti büyük sanatçıların bizleri by pass ederek yarına aşmasıdır. Bu da sanatçıyla aşkınlığın antant'ıdır ki bizler bunu bilebilme kudretine nail oluruz yada olamayız.
Gel gelelim Kaf Dağına: "Kaf Dağının Ardı" nerededir ve neresidir?
Yazar Kaf Dağında yitirdiklerini arıyor. Orayı kerteriz almış. Orayı arıyor, oraya göre sorguluyor.
Aşkınlık ileri olabileceği gibi geriye de olur. Geleceğe ve geçmişe.
Kaf Dağının Ardı'na göre herşeyi miyara vuruyor.
Yazar orayı hissediyor. Bazen çokta iyi biliyor.
Ölçekte yaşadıkları ve hayat realizmini yargılıyor. Böyle mi olmalıydı'yı ise sormadan geçemiyor.
Ne olmalıydı ki?
Neye göre olmalıydı?
Evrensel sorun olarak aynı yaklaşımı büyük eserlerde görürüz?
Gazap Üzümlerinde; aynı dram yaşanır? Orada Kaf Dağının Ardı vardır: Wheat Peach kampı Kaf Dağı gibidir. Hangi manada ama?
Dursun Akçam Kaf Dağında Wheat Peach'den farklı bir altınçağ'dan geldiğimizi hissettirir.
Beliğ ve vazıh kılmaksız fakat.
Düşünürvari yazarlarda bu olmayan yer ( ÜTOPİA) işlenir, işlenmiştir.
Akçam da işlemiştir.
Kaf Dağı ve Ardı; Kafkasya insanlarının büyük, faş olmuş sırrıdır.
Mistifikasyon, düş ve düşlemi yazar real- politik göstergelerle göstermiştir.
Yazar derinde, içerikte ise tarihsel büyük bir ülküyü Kafkasya insanlarının insanlaşma serüveninde izahsız vaz etmiştir.
KAF DAĞI'NIN ARDI!....
Kirzioğlu M. Fahrettin Kaf Dağını şöyle şuyulandırır:
" Kuzey- Doğu Sibiryadan, Doğu Sibiryaya arazilerinden arazileri hatıralarında alıp gelen sarı saçlı, göğgözlü, uzun boylu güzel insanların Deşt-i Kıpçaktan Demirkapı Derbentten inip Kafkasya diyarında duraklamaları. Paralel iklim, diyar, göç katar katarları, Partyadan, Belh'ten Gürgan'dan, Horasan'dan Karaşın kaşlı, karagözlerle Arsaklılar namıyla Çıldır Karsakta duralaması.
Kür- Çoruk havzası mı denmez. Cavaketi mi dersin! Çinistandan gelmiş Arsaklara Gagavan mı demezler!
Kıpçak- Kumania'dan yani Ukrayna hattından gelen Sakalar, İskender zamanında: 3000 sene önce Kür- Çoruk havzasına indiler. Sakalar yani Kıpçaklar birde Afganistanın üstünden Çine doğru indi ve geri dönerek Partya'da, Horasan'da karakaş, karagözleriyle Arsak, Karsak namıyla Kaf Dağına kondular. Sakalar, İskitler aynı namdandır. Karsaklar, Partlar, Çinçavatlar, Gogaranlar( Gagavanlar) arazilerin, zamanların, insanların esmer, sarışın Kür- Çorukta Kaf Dağı namıyla şuyulandırılmasıydı."der.
Kafkasyada antropolojik bir kaderin insanları yaşadıkları hikaye, dramatik veya esenlik ne olursa olsun: Şuyulandığı zemin Kaf Dağının oralardır.
Ahıska Atabeklik çağı ve "Ahıskanın neresi harika değil ki baba!" Adigön Acarlara tarafı mı?
Ahıskanın içi; kapıda, bacada kiraz ağaçları. Posof çayı Ahıskayı ikiye ayırır. Eski Ahıskanın olduğu mahalle RABATİ. Ahmediye Camii ve Atabeg İshakpaşa sarayı çağdaştır.
Ahmediye camiinin içinde olduğu kaleyi NUŞİREVAN yaptırdı derler. Hamamlar medresesi ya!
Ahılkelek, Hırtıs, Altunkale, Çıldır, Ardahan, Doğubayazıt, Yusufeli, Oltu, Narman , Göle, Posof.
" KARIOĞLU" Manuçer Atabegin Altunkalede haberi oldu ki; Serdar Lala Mustafa Paşa Cincoropta ordugahı kurmuş ve haber saldı...
" Manuçer Atabeg gele, hele bir gelsin!"
Anasının oğlu Manuçer Atabeg, Serdar'ın otağına vasletti. Osmanlı İmparatorluğuna dahloluyoruz dedi. Müslümanlığa geçiyoruz dedi. Eman aldı. Eman verdi Serdar ona!
Yazar Ahıska kökenlidir, Ahıska muhaciri ailenin çocuğudur.
Şavşetli imamlara heveslenmesi, köylerde hocalık yapmayı denemesi, meslek arayışı ve bireyselliğini keşfiyle, hayat varlığını irdelemeye tabi tutmasıyla açıklayabiliriz.
Ahıska Medeniyetinde Weberian çalışkanlık ve meslek erbablığı meziyetdir.
Bilim adamları Ahıska havalisinin, Protestan Almanlar gibi bireysel varlıklarında hayatı, iş ve eylem bütünlüğüne ram etmiş olarak kabül ederler..
Stalingrad savunmasında, Stalin, sosyologların meşveretiyle savunma hatlarına Ahıskalıları ve o havalinin askerlerini sırf o saikle sürmüş ve başarılı olmuştur.
Yazarımızın, adı geçen eserinde bireysel çalışkanlık ve donanımla zamanların, asırların modern çağla anlamlanabileceğini gayet başarıyla kestirmiştir.
Ve öğretmenlik sanatını da kullanarak okuyucuya, öğrenciye hayat sırlarından birini fısıldıyor:
İŞLENMEK!
" DİL DE, FİKİR DE ,İŞ DE BİRLİK"
Yazar bu minvalde Jack London'ın Martin Eden'de becerdiği stratejiyi, kendi üzerinden modernizmin gelişini karşılayarak başarıyor ki o Ahıskalı çalışkanlığını modernizmden evvel çözmüş, insanları seyrederek büyük bir anlama taşıyabiliyor.
İnsan çalışır, kazanır, meslek edinir ve tüm insanlara aktarır.
Büyük yazarların eserlerinde büyük anlam'ı görürüz.
Büyük yazarları eserlerinde ki büyük saptamalara anlam ve ruh katmalarıyla biliyoruz.
Carmen'de Prosper Merimee: Carmen'in uğrunda erkeklerin kırılmasından zevk aldığını sadistçe haz aldığını tesbit eder. Büyük bir anlamdırma Merimee'den önce kimsece yapılmamıştır. O vazifeyi Merimee yapmış ve haklı olarak şöhret bulmuştur.
Kaf Dağının Ardı'nda, büyük anlamlar ve anlam nedir?
Bir tane anlam üzerinden iz sürmek olmaz.
Önerim Kaf Dağının Ardı için Hermeneutik metodoloji olmalıdır.
Kafkasya kavimler kapısıdır ve tarihönceliği mevcuttur.
Dmanis Adamı ilk insan kafatası Başgeçitte bulundu. Borçalı Ahıskanın ardında ki Karsaklılar ve Şemsettin Hanlığın diyarlarıdır.
Yazar " DMANİS ADAMI"ndan sezgisel haberi yoktur, diyemeyeceğiz.
1.7 milyon senelik bir fosildir Dmanis Adamı.
Kaf Dağının Ardı nelere sahneymiş?
Dede Korkut'un hikayeleri Kaf Dağı alametleridir. Horasan, Çinistan, Tatelet, Aral, Tebriz, Asminza, Hokam, Bezirhana, Mecidiye ve Cavaketi yer, arazi, ve diyarıyla şumüllenir.
Moğollardan, Partyadan hatıra kalma sekiler. İç dekorasyonuyla evler. " SAÇ" da ekmek pişirdiğimiz. Çinistan'dan hatıradır unutulmasın!
OCAK'ta ateş kaladığımız. Horasandan gelmedir: Ateşgedelerin diyarından.
Yazar eviçi tasvirlerinde derin kavimler güzergahını eviçi nesnelerle ne güzel bezemiştir ve anlatmıştır. İnterior tasvirlerinde görsel nesneleri seçerken medarlarını tek, tek görebiliyordum. Yatağın altında iç çamaşırlarını değiştirme sahnesindeki oda mesela.
Kaf Dağının Ardı... somutlayarak bize şuyulandırma yollu gösterdiği zamanda yolculuk güzergahında hercümerç olmuş yığınların, kavimlerin, şenlikli şadlıklı anların kirvalıkların, lisanların dizildiği yazıların yazıldığı kaderlerin değiştirildiği, komşuluk ve kardeşliğin DADAŞ olduğu... bu eserin verdiği: Büyük anlam olarak altını çizmek isterim.